28 Mayıs 2011 Cumartesi

Bebeklerde Vurma...

Gülce de son zamanlarda farklı ortamlara girdiğimizde ya da farklı biri evimize geldiğinde arttırdığı vurma girişimleri gündemimizde.Ve bu davranış her ne kadar canımı çok sıksa da,bu durumun geçici olduğunu düşünerek kendime telkin veriyorum.Vurma girişimleri başladığında"annecim canım çok acıdı,hadi sevelim anneyi,böyle ciii cici yapalım"diyorum ama pek bir şey değişmiyor.Ufak bir araştırma yaptım ve nasıl karşılık vermemiz hususunda birtakım verilere ulaştım.Uygulayıp sonuç alacağımızı ümit ederek sizlerle de paylaşma gereği duydum.

" 1-2 yaş döneminde çocuk başkalarına vuruyorsa bunun nedeni ne olabilir?
Vurma davranışının iki ana nedeni vardır. Bunlardan biri çocuğun gelişim özellikleri, diğeri ise dış etkenlerdir.
Gelişim özellikleri: 3 yaşından önce çocuk egosentriktir. Dünyanın kendi çevresinde döndüğünü ve her şeyi kontrol edebileceğini düşünür. İstediği kadar kontrol edemediğinde de üzülür ve vurma, ısırma, atma gibi kabul görmeyen şekillerde karşılık verir. Bir çocuğun vurmayı öğrenmesi için mutlaka bu davranışı görmüş olması gerekmez. Olumsuz tavırlar çocukların yaşlarının ve bazen de cinsiyetlerinin bir özelliği olarak karşımıza çıkar.
Egosentrizmin en önemli özelliklerinden biri çocuğun bencil olması, başkalarının da duygu, düşünce, istek ve beklentilerinin olduğunu tam olarak kavrayamaması ve karşısındakiyle empati kuramamasıdır.
Vurma davranışının başka bir nedeni ise çocukların dürtülerini kontrol etmede yeterli olamayışlarıdır. Bir yetişkin içinden geçeni ortamın uygun olmaması durumunda kendini kontrol ederek yapmayabilir. Ancak aynı tutumu küçük çocuklarda görmek mümkün değildir. Onlar içlerinden geleni hemen yaparlar.
1-2 yaş çocuğu davranışının sonucunu görme, tahmin etme öngörüsüne sahip değildir. Karşısındakinin canı acıdığı için ağladığını görür ve buna üzülür. Ancak onun canını acıtmamak ve üzmemek için vurmaması gerektiği öngörüsü yoktur.
İnsan hayatta kalmasını sağlayan saldırganlık eğilimleri ile dünyaya gelir. Ancak sosyal beceriler doğuştan gelmez, zaman içerisinde kazanılır. Sosyal becerilerin kazanılması ise 3 yaş ve sonrasında gerçekleşir.
1-2 yaş çocukları duygularını ifade edebilecek, sorunları konuşarak çözebilecek dil becerisine sahip olmadığından yaşadığı olumsuz bir duruma vurarak karşılık verir.
Her şeyi merak eden, araştırmaya, deneyerek öğrenmeye çalışan 1-2 yaş çocuğu sebep-sonuç ilişkilerini merak ettiği için de vurmayı deneyebilir. Bir yaşıtına vurduğunda onun ağladığını gören çocuk başka bir yaşıtının da aynı tepkiyi verip vermeyeceğini merak ettiğinden ona da vurur.

Çocuğun vurma alışkanlığından vazgeçmesi için önerileriniz nelerdir? Anne babalar ne yapabilirler?

Vurma davranışı gösteren çocuğa kesinlikle vurarak tepki göstermeyin. Bu durum davranışın azalmasından çok pekişmesine neden olur. Çocuklar en çok anne babalarının davranışlarını örnek alırlar.
Vurduğunda “kimseye vurulmaz” diyerek uyarın. Bunu her seferinde tekrar edin.
Stres altında olduğunuz durumlarda (bir yere yetişmek, yemek yedirmeye çalışmak gibi) çekiştirme, vurma gibi sert davranışlardan kaçının.
Koyduğunuz kural ve sınırların çocuğun yaşına ve becerilerine uygun, belirgin olmasına özen gösterin. Aşırı kural koyma ya da hiç kural koymama çocuğu saldırgan yapar.
Sürekli engellenen çocukta vurma davranışı artar. “Hayır” demek yerine ona alternatifler sunun.
Olumlu her davranışı “aferin, bravo” diyerek, alkışlayarak ödüllendirin.
Çocuğunuzun yorgun, uykusuz, aç ya da hasta olmadığından emin olun.
Şarkı söylemek, dans etmek, kitap okumak gibi sakinleştirici aktiviteler yapın.
Bulunduğu ortamdan uzaklaştırarak sakinleşmesini sağlayın.
Vurabileceğini düşündüğünüz zaman davranış gerçekleşmeden durdurmaya çalışın.
Duygu Çalışır - Pedagog ( Bebeğim ve Biz Dergisi - Yayın Tarihi : Kasım 2006 )

Traccy Hogg'a göre "Başka bir çocuğa ya da bir ailenin köpeğine yaklaştığında,annenin sadece "hafif hafif sev" demesi ve kendi severken onun da elini de alıp ona rehberlik etmesi gerekir.Küçük çocukların ilk saldıgan hareketleri merak duygusu sonucu gelişir.Çocuk ne tip bir tepki alacağını merak etmektedir.Bunun için anne onu "annenin canını acıtıyorsun.Nazik ol" diyerek uyarmalıdır.Eğer tokat atarsa,onu yere oturtup "Hayır tokat atmamalısın" demelidir.

26 Mayıs 2011 Perşembe

Okuduğum kitaplardan dipnotlar...



Bugünlerde iki kitabı beraber okumaya çalışıyorum.Bu kitaplar birbirinden tamamen bağımsız,farklı içerikli."Osho çocuk-kendin olma özgürlüğü-"bu kitabı uzun süredir okuyacağım ancak başladım,çocuk yetiştirmedeki ebeveynlerin tutumuna farklı yaklaşımları var,sizlerle birkaç bölümü paylaşıyorum,benim de ara ara okuyup anımsamam açısından buraya da not alıyorum.
"Boyun eğen çocuk,anne babası tarafından,öğretmenleri tarafından,herkes tarafından övülür ve eğlenen çocuk eleştirilir"
"Cennet arayışı senin çocukluğunu yeniden aramandır.Elbette bedenin artık bir çocuğun
bedeni olmayacaktır ama bilincin bir çocuğunki kadar saf bir bilinç olabilir"
"Bir çocuk olarak kendi saflığınızı korumayı ve etraftaki yetişkinler tarafından sindirilmeye izin vermemeyi nasıl başardınız?Bu cesareti nereden edindiniz?"
"Senin fazla bir şeyin yok,tek bir şey;onu istediğin şekilde adlandırabilirsin.
Masumiyet,zekâ, özgünlük, sadece tek bir şeyin var."
"Çocuklar senin aracılığınla gelir ama sana ait değildir.Onlara sevgini verebilirsin ama onlara fikirlerini dayatmamalısın"
"Çocuk sahibi olmayı istemeden önce,şimdi hazırlan,daha çok meditasyon haline gir,
daha sessiz ve huzurlu ol."
"Bir anne bir çocuğa sarıldığında enerji akar.Enerji görünmezdir;biz ona sevgi,
sıcaklık dedik."
"Çocuk dünyadaki en çok sömürülen şeydir.Başka hiçbir sınıf çocuk kadar sömürülmez.
"Anne babasının kendi ebeveyn koşullanmasından özgür olma ve mahremiyet bekleme gibi haklara sahipken,bir çocuğun da bunlara hakkı yok mudur?"
"Çocuklar her zaman için,anne babalarından daha zekidir çünkü anne babalar geçmişe aittir veçocuklarsa geleceğe aittir."
"Çocuklarını sev,onların özgürlüğün den zevk al.Bırak onlar hata işlesin,onların
nerede hata işlediklerini görmelerine yardımcı ol."
OSHO

13 Mayıs 2011 Cuma

16 AYLIK GÜLCE'DEN NOTLAR...



Zaman hızla ilerlerken 16. ayımıza veda etmiş bulunmaktayız.Gülce'nin her geçen gün,hayatı algılama süreci farklı işlemeye başlıyor.
Evi Gülce'ye göre düzenlemiştik.Şimdi yüksek yerlere de ulaşmaya çalışıyor buralarda da güvenlik önlemleri almaya başladık.Yaptığımız hareketlerin aynısını yapmaya,söylediğimiz sözcükleri tekrar etmeye çalışıyor.Koşuyor,ağır eşyaları kaldırma çalışmaları yapıyor.Dönemine uygun bul taklardaki daire,üçgen,kare gibi şekilleri deneme yanılma yoluyla yerine yerleştiriyor.Her yerleştirmenin ardından alkış bekliyor:)Kalemi eline alıp her tarafı çizmeye kalkıyor.Parmak boyası almaya niyetlendim ancak onu yemeye çalışır endişesi ile biraz ileri bir zamana erteledim.
Elma görünce"ımma",nine resmi görünce "nenne",banyo yapacağı zaman"bıcı bıcı"kuş gördüğünde"ci ci",kuzu gördüğünde "me me" diyor.Sürekli dışarı çıkmak istiyor,kedileri çok seviyor,çiçeklere dokunmak istiyor.Parkta sürekli merdiven çıkmaktan usanmıyor,bir yerlere tırmanma isteği çok fazla şu sıralar.Dışarı çıkmak istediğinde hemen vestiyerden ayakkabısını çıkarıyor.Misafirlerimizi uğurlarken onlarla gitmek istiyor.Beraber yemek yapmaya çalışıyoruz.Ayıklama işleri falan hoşuna gidiyor.Mutfak eşyaları ile oynamayı,bebeğine mamalar yapmayı seviyor.Babası dişlerini fırçalarken o da fırçalamak istiyor.Müzikli kitaplardan almıştım,onlarla severek oynuyor.Bardakla,pipetle suyunu içiyor,kaşık kullanmaya çalışıyor şimdilik.Dans etmek,müzik dinlemek en büyük hobilerinden....Doktor kontrolümüz iyi geçti,doktorumuz boyunun ve kilosunun ayına göre önde olduğunu söyledi.Balık yağı içeren vitamine başladık.Bunun dışında demir damlasına gerek kalmadığını ifade etti.İştee Gülcemizden haberler böyle...

Bugünlerde beni bitiren davranışlarından biri de,en olmadık zamanda dudağını dudağıma getirip öpmesi,bana sarılması,gülümseyerek bakması...O an bütün dünya daha bir güzel gözüküyor gözlerime ve her şey daha üstesinden gelinebilir bir hal alıyor.İyi ki varsın canım kızım.....